Neler neler olmadı ki!
Belki çok güzel olaylar olup içimizi ısıttı, mutlu kıldı ama 2015 yılının
geneline baktığımızda; umutlarla karşıladığımız yılın bilançosu karman
çorman…
İyiler ve güzellikler usumuzda kaldı.
Kötüler ve kötülükler yüreğimizi paraladı.
Ortalık toz duman!
Her yer viran!
Özge Can’ı
hunharca katleden vahşi yaratıklar, belki en ağır cezayı almış olsalar, kanı
yerde kalmamış gibi gözükse bile yüreklerimizdeki acısı soğumadı. Özge Can’ın,
gülen o güzel gözleri fotoğraflarda anı olarak kaldı. Hiçbir şeyin artık Özge
Can’ı geri getiremeyeceğini bilmek ise başka bir acı!
Özge Can gibi daha niceleri, şiddete, tecavüze maruz kalarak sonsuzluğa
doğru yol aldı.
‘’Kadına Şiddete Hayır!’’
‘’Özge Can bir simge olsun, Özge Can Yasası çıksın’’diye sokaklarda etkinlik
düzenleyen sivil toplum kuruluşlarının üyelerine, güvenlik güçleri şiddetin en
alasını uygulamakta beis görmediler!
Sonsuzluğa uğurladığımız kadınların ardından, müsebbipleri; ‘’ya iyi
hal’’ ya da ‘’ kadın suçlu idi’’ gerekçesi ile en az ceza ile sıyrıldılar. Zira
kadının mezardan kalkıp da kendini savunacak, yöneltilen suçlamaları çürütecek
bir durumu yoktu ki..!
Keza cezayı kesen hukuk insanlarının da anası, karısı ya da kızı!
Canlı canlı bombalar, etrafı kasıp kavurdular!
Suruç’da, Ankara’da canları yitirdik pisi pisine! Canlı canlı gittiler…
Gidemeyenler de hastane köşelerinde, birçok uzuv ve organlarını kaybetmiş halde
can derdinde kaldılar. Şimdi ne haldeler? Bilen eden yok! Basın daha önemli
mevzulara takılıp kaldığı için…
Yamuk, paralel, teğet derken tüm geometri terimlerini bilmeyenler de
öğrendi çok şükür!
Dün baş olanlar, kazdıkları kuyunun kumpaslarında!
Eylülden beri dört gözle beklenen faiz artırımı, en sonunda 25 baz puan
olarak açıklandı da finans piyasaları bekleye bekleye girdikleri sancılardan
kurtuldu. Gelişmekte olan ülkelerin başını çeken biz, Brezilya, Arjantin ve
Güney Afrika gibi ülkelerin alacakları tavır 2016 ya kaldı.
Bu arada pazarda akşamüstü son kalanları toparlayıp, evdeki torunlarına aş
götürmeye çaba sarf eden Ayşe teyze elbet bunlardan hiçbir şey anlamadı! Zira
her şey ateş pahasıydı ve biber zam şampiyonu olmuştu.
Olmadık zamanda tayyare düştü! Pardon düşürüldü!
Gerekçesi haklıydı amma komşu fena tavır aldı! Üstelik tam da tüm
komşularımız ile sıfır sorun yaşarken!
Turizm, ithalat, tekstil sektörü büyük yara aldı hatta bavul ticareti bile
yayan!
İnşaat şirketleri bile Gazap Üzümlerini yemek zorunda kaldı!
Üreticinin ürünleri, iç pazara kanalize edilmesine rağmen tam dokuz milyon
ton sebze meyve çöpe atıldı. İç pazara gelen ürünleri gördüğümüzde de ne yazık,
bizim milletin çeri çöpü yediği, en iyi ürünlerinse ihracata gittiği gün yüzüne
çıktı. Bu da işin başka yönü!
‘’Kim olursan ol yine gel’’ sözünü
düstur edindik! Sınırlar kalbura döndü! Savaştan kaçanSuriyelileri kucakladık.
Kalan biz de kaldı, bizi beğenmeyenler Ege kıyılarından Avrupa’ya kaçmak için
ne kadar plastik bot, ahşap gemi varsa tıka basa doldular! Amma velâkin
kıyılar, çocuklarının istikbalini bahane eden mültecilerin gerek kendilerinin,
gerekse istikbalsiz çocukların cenazeleri ile doldu.
Dünya’nın güzelliği, çocuk gülüşlerinin masumluğunda idi! Çocukların masum
gülüşleri soldu! Hem de hiç açmamacasına!
Şehrimizde, caddelerde, sokaklarda Suriyeli ailelerin haline üzülürken biz!
Güneydoğumuzda yanan ateşten nasibini alıp, kaçan ailelerin dramı ise
Suriyeli mültecilerin halini aştı, içimizi kor gibi yaktı!
Oralarda yaşayan çocuklar, hem evsiz, hem de eğitimsiz kaldı! Yıkılıp
yakılan kütüphaneler, hastaneler, camiler de cabası!
Kocaman bir yılın içine, yapmaktan büyük zevk aldığımız seçimleri
sığdırdık! Bir daha, olmadı! Bir daha!
Daha bitmedi!
Yeni yılda kim bilir kaç defa daha, referandum falan filan, vesaire
vesaire!
2015 Şubat ayında belirlenen TÜİK
rakamlarına göre çalışan bir kişinin açlık sınırı 1592,61 lira olarak
belirlenmişken! 1.1.2016 tarihi itibariyle çalışanların aylık asgari ücret rakamı 1300.- lira olarak açıklandı. İşverenleri kaygıya düşüren bu
ücretin, işverene getireceği yükün bir kısmının devletçe süspanse edileceği
bildirilince (artış miktarının yüzde 40’ı yani yaklaşık 110._ lira civarında),
işverenlerin yüreğine birkaç damla su serpildi. Bu artıştan, istihdamın nasıl
etkileneceğini, işsizlik oranlarının çift haneli rakamlardan, tek haneli
rakamlara düşüp düşmeyeceğini, yeni yılın verilerinden öğreneceğiz…
İyi, güzel olaylar da oldu 2015 de…
Prof. Dr. Aziz Sancar hoca, Kimya bilimi dalında almış olduğu Nobel ödülü
ile haklı gururumuz oldu. Hele ki ödülünü Mustafa Kemal Atatürk’e adamış olması
ise ayrı bir gurur ve övünç kaynağımızdı.
2015’i uğurlamaya, 2016’yı karşılamaya 1 kala…
Temenni ve dileklerim, gelen gideni aratmasın!
Çocuklar, sıkıntı yaşamadan, bomba seslerinden uzak, can korkusu olmadan
mutluluk ve huzur içinde yaşanacak ortamlarda büyüsünler. Şarkılarla… Saçlarını
kesmeden! Oyuncaklarını, biberonlarını, ya da bebeklerini terk etmek zorunda
kalmadan…
Tüm Dünya’yı barış ve huzur sarsın…
Ülkemiz Ortadoğu bataklığına saplanmadan, milletimiz birbirini kırıp dökmeden, yıkmadan
yıkılmadan, tüm varlıkları ve kimlikleri ile sağlıklı günlerde yaşasın.
Sevgilerimle.