20 Ekim 2012 Cumartesi

Biliyor musun?

http://blog.milliyet.com.tr/biliyor-musun-/Blog/?BlogNo=382851

Yine, sahilin tenhalığındayım bu gece

Sahil mi ıssızdı, ben mi?

Söyleyemem ki kimseye

Yine, gün batıverdi, bir çırpıda denize

Yine ram oldu yüreğim,  aşkın çaresizliğine

Biliyor musun?

Kaç Güneşler battı, özüm bilinmezliğe yol aldı?

Kaç mevsimler tükendi, baharlar, yazlar geçti?

Kaç geceler, yapraklar misali, soldu sarardı?

Kaç günler, günleri kovaladı, ümitlerle sarmalandı?

Biliyor musun?

Hep içimdeydi; bitmeyen özlemin

Hep baharları, yazları, nice mevsimleri tükettim,

Hep gelişini bekledim, ümitleri yoldaş edindim,

Hep gözlerimi, hüzün yağmurlarına esir ettim…

Biliyor musun?

Yine kasırgalar sardı; her  bir yakayı

Yine kuşlar göçürdü, bambaşka diyarlara, aşkı sevdayı

Yine sahil boyu, ıpıssız, sensiz, sessiz, sedasız

Yine ben kimsesiz, çaresiz, yapayalnız…

Biliyor musun?

…………..Ben bir kez sevdim

………….Seni yalnız seni

Sana rağmen sensiz…



 Ayşen Arslangiray Kura
Yitik bir zamanda

İşte hepsi bu

http://blog.milliyet.com.tr/iste-hepsi-bu/Blog/?BlogNo=383329


Tut ki deniz kıyısındayız ikimiz, yine o bildik meyhanede
Tut ki eleyiz, göz göze, diz dize, akar olmuş gönüllerimiz birbirine
Tut ki gül  bahçesindeyiz, sen bülbül, ben bülbülün gözbebeğinde
Tut ki aşk şarabını içmişiz kana kana, sevda dolmuş bir bir kadehlere
Tut ki tutku sarmış her yanımızı, ayrılıktan bize ne, bizden kime ne
Tut ki şiir olmuş sevgimiz, mısra mısra yazılmış, temâyüz etmiş her bir yerde
Tut ki tutsak olmuş yüreklerimiz, dökülmüş nağme nağme evrene
Tut ki tutuklu kalmışız aşkın büyüsünde, ben sende, sen sonsuza değin bende
Tut ki deniz sakin, kıpırtısız, bizi bekler yine ‘’O’’ bembeyaz tekne
Tut ki cennetteyiz, baş üstümüzde Tûbâ yaprakları, bürünmüş renkten renge…
Vazgeç!
Hepsi birer hayaldi
Hepsi bir masal
Hepsi rüya
Faraziye
Hepsi hepsi
Ben çok sevdim seni…
………………..Hepsi bu…


Ayşen Arslangiray Kura
Yitik bir zamanda

6 Ekim 2012 Cumartesi

Adı yok!!!

http://blog.milliyet.com.tr/adi-yok---/Blog/?BlogNo=382185#aCom
Adı yok!

Topraktı tüllere bürünen… Yağmur olup güllere nakşeden. Kor idi yangınları alazlayıp, kalplere götüren. An’dı, anı bitiren. An’dı ömürleri tüketen.
Adı yok!
Titredi gitti. Kayıp duyguların şehriydi ya da kayıp öykülerin limanı. Kayıp insanların sessizce sığındığı sığınağı…
Adı yok!
Çözülmeyen karelerdi. Sağdan sola, yukarıdan aşağıya. Bir siyah bir beyaz.  İçselliği derindi… Suskunluğu ah ah!!! Diye diye sessiz çığlıklara yüklendi…
Adı yok!
Buğulu gözlerin, mavisiydi, elası, karası. Yosun yeşili bakışların pişmanlığıydı. Çaresizliği, yitikliği. Bir bir gidenlerin yoktu geriye dönüşü…
Adı yok!
Kırık kırıktı… Hayallerde hüzün, umutlarda kayboluştu. Karmakarışıktı! Çilelerin, dolup dolup taştığı, derbederliğin son durağı…
Adı yok!
Kadehlerde nafile aranan teselli. Efkârın doruk noktası. Usul usul tükeniş, yavaş yavaş sona gidiş. Belki de son bekleyişti.
Adı yok!
Belki’lere bağlanan, acaba’larla beslenen, hayır’larla bitendi. Belki de son gemiye yüklenen ümitlerdi. Suya düşüp, batıklara terk edilendi.
Adı yok!
Belki de kaderdi… İsimsizdi… Kimliksizdi…
Adı yok!
Cevabı zor! 
                      Adı  S
                             E  L E M
                             V
                             D
                      Adı A Ş K
                                    Ü
                                    L
Biraz duman, biraz zaman, belki tutku, belki biraz sen, biraz ben…
ADI YOK!!!



Ayşen Arslangiray Kura
Yitik bir zamanda…