7 Mayıs 2016 Cumartesi

Anneler Günü!





‘’Çılgınım bugün!
Çılgın bir serseri!
Ruhum aynen deli divane rüzgârlar gibi…
Üşüyorum anne… Çok üşüyorum!
Duymuyor ki sesimi… Duymuyor…
Zaten benim hiçbir zaman annem olmadı ki!
Bir yığın, sayısını hatırlamadığım annem oldu benim ama hiç biri gerçek annem değildi ki! Tabii bunu zaman ilerledikçe, yaşça büyüdükçe anladım ben!
Neden kahvaltı masasında bir dolu çocuk bir arada kahvaltı ediyoruz?
Neden saçlarımı okşayıp, bağrına basmıyor hiç kimse beni?
Neden biz her gelen kadına ‘’anne’’ diye sarılıyoruz?
Neden üstüme yemek döktüm diye kollarımı çimdikleyen Habibe anneye ‘’ ANNE’’ diyorduk ki biz?
Neden sonra bunların cevabını bulur oldum!
Benim annem yoktu ki!
İlkokula başladığım günlerde duymuştum ilk o cümleyi…
 ‘’ Yetimhane çocuğuymuş bu!’’
Bazen acıyan, bazen küçümseyen bakışlarla bakan gözler!
Siz annesizlik nedir bilir misiniz?
Belki!
Belki bileniniz var içinizde, belki de yok!
Amma ben çok iyi biliyorum!
Hani bugün ‘’Anneler Günü’’ ya…!
Şimdi kiminiz, çoluğunu çocuğunu alıp annenizin elini öpmeye gideceksiniz. Sarılıp, koklayacaksınız! Belki karınca kararınca aldığınız bir hediyeyi annenize armağan edecek, annenizin kokusunu içine çekeceksiniz. Ya da anne iseniz çocuklarınızı sevgiyle şefkatle sarmalayıp, seveceksiniz.
Ya ben?
Bir demet çiçek alıp da ‘’bu benim annemin mezarı’’ diyebileceğim bir mezar bile yok!
Essin o deli rüzgârlar!
Alıp savursun beni, zamansız bir zamanın içine…
Olmayacak bir hayalin peşine!
Belki annemi bulurum ha, ne dersiniz?’’

Ay Şen


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder