Adı yok!
Topraktı tüllere bürünen… Yağmur olup güllere nakşeden. Kor
idi yangınları alazlayıp, kalplere götüren. An’dı, anı bitiren. An’dı ömürleri
tüketen.
Adı yok!
Titredi gitti. Kayıp duyguların şehriydi ya da kayıp
öykülerin limanı. Kayıp insanların sessizce sığındığı sığınağı…
Adı yok!
Çözülmeyen karelerdi. Sağdan sola, yukarıdan aşağıya. Bir
siyah bir beyaz. İçselliği derindi…
Suskunluğu ah ah!!! Diye diye sessiz çığlıklara yüklendi…
Adı yok!
Buğulu gözlerin, mavisiydi, elası, karası. Yosun yeşili bakışların
pişmanlığıydı. Çaresizliği, yitikliği. Bir bir gidenlerin yoktu geriye dönüşü…
Adı yok!
Kırık kırıktı… Hayallerde hüzün, umutlarda kayboluştu.
Karmakarışıktı! Çilelerin, dolup dolup taştığı, derbederliğin son durağı…
Adı yok!
Kadehlerde nafile aranan teselli. Efkârın doruk noktası.
Usul usul tükeniş, yavaş yavaş sona gidiş. Belki de son bekleyişti.
Adı yok!
Belki’lere bağlanan, acaba’larla beslenen, hayır’larla
bitendi. Belki de son gemiye yüklenen ümitlerdi. Suya düşüp, batıklara terk
edilendi.
Adı yok!
Belki de kaderdi… İsimsizdi… Kimliksizdi…
Adı yok!
Cevabı zor!
Adı S
E L E M
V
D
Adı A Ş K
Ü
L
Biraz duman, biraz zaman, belki tutku, belki biraz sen,
biraz ben…
ADI YOK!!!
Ayşen Arslangiray Kura
Yitik bir zamanda…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder