30 Eylül 2013 Pazartesi

Hazan'a ermedi mevsim... Haydi Doğal Yaşam Parkına gidelim





Neylesem, neylesem?
Nerelere gitsem?
Nerelerini gezsem görsem?
Mevsim, daha tam hazana ermemişken. Üstelik önümüzde de uzun mu uzun bayram tatili  varken.
Eğer İzmir'de iseniz ya da bu uzun tatil süresinde yolunuz İzmir'e düşerse. Mutlak ve mutlak, eş dost akraba-u talukat ziyaretlerinden fırsat bulup,bir gününüzü özel olarak, Sasalı' daki İzmir Doğal Yaşam parkını gezmeye ayırın derim.
Ben, BAFOK'daki arkadaşlarımla birlikte gittim, gözlemledim ve sizler için fotoğrafladım.
Ve... Bilhassa gidip de görme imkanı olamayanlar için, hem satırlarımda hem de fotoğraflarla da bu güzellikleri sizlere yansıtmaya
karar verdim.
Özel aracınız ile ya da toplu taşıma araçları(Ki İzban Çiğli istasyonundan 751 no.lu, Karşıyaka İskelesinden de
777 no.lu belediye otobüsleri ile) ulaşabileceğiniz, Doğal Yaşam Parkı; 425 dönümlük bir alanda kurulmuş ve halen bünyesinde 120 türde, 1300 yaban hayvanını barındırmaktadır.
Doğal yaşam Parkına ilk girdiğiniz anda; cennetten bir köşeye mi ayak bastım acaba diye düşünmeden edemiyor insan.

 Ve... Süzüle süzüle yüzen, bembeyaz kuğularla karşılaşıyorsunuz ilk  anda.
 
Muhteşem bir doğa dokusunun,  envai çeşit bitki ve ağaçların görkemli güzelliklerinin eşliğinde; Doğal yaşam parkında yaşayan hayvanları tanımaya ,gözlemlemeye doyamıyorsunuz.

Alan çok geniş ve kapsamlı olduğundan ve de hayvanların barındığı doğal alanlar, aslına uygun bir şekilde tasarlanmış bulunduğundan da gezmek uzunca bir zaman almakla birlikte; görselliğin güzelliği karşısında inanın ki yorulduğunuzun bile farkına varamıyorsunuz ki değer doğrusu. Yorgunluğa da değer.

Örneğin, 2345 metre karelik alanı kapsayan Tropik Merkezde, yağmur ormanlarının içinde geziyormuş hissine kapılarak, papağanları, ağzı bir karış açık timsahın ürkütücü görüntüsünü, çeşit çeşit sürüngenlerle, özel bölümlerde yaşamaları sağlanan yılanları gözlemleme şansına sahip oluyorsunuz.

Aviary'nin tamamı dışarıdan devasa ağlarla izole edilmiş ve 3000 metre karelik alanda leylekler, sülünler, siyah kuğular, ördekler, tavus kuşları ve angutlarla hasbıhal etme imkanına sahip olabiliyorsunuz. Onlarda bu birliktelikten hayli memnun görünmekteler.

Afrika Savanı diye adlandırılan bölümde ise zürafaların, zebraların, devekuşları ile çeşitli ceylan türlerinin görkemli görselliği ile karşılaşıyorsunuz. Hele ki kendileri için tasarlanmış bulunan gölde yüzen hipopotamlar( Su aygırları) sanki seyredildiklerini anlamışcasına oyun kurgulamaktan geri kalmıyorlar.
Yavruları İzmir ile saatlerce haşır neşir olan fil ailesi ise ayrı bir manzara.

Arslanları da eğer dinlenme saatlerine denk gelmemişseniz, görebilme şansına sahip olabilirsiniz. Bizim gittiğimiz saatlerde; keyif sürmekte idiler. Yakından fotoğraflama şansına ne yazık ki sahip olamadım.
 
Bitki dokusunun çeşitliliğinin büyülü güzelliğinin etkisi altında kaldığım Doğal Yaşam Parkının her bir köşesini karış karış gezerken, en çok kuğuların bulunduğu göl kıyısında zaman geçirmeyi yeğledim desem yeridir.

Gözetleme Kulesinden de tüm bu güzellikleri kuş bakışı seyretmek ise ayrı bir zevkti.

İzmir'in ve İzmir'linin, sesten, gürültüden, trafik keşmekeşinden bir an kurtulup nefes aldığı Doğal Yaşam Parkına mutlaka gitmeli ve mutlaka görmelisiniz.
Fotoğraf

Fotoğraf

Fotoğraf

Fotoğraf

Fotoğraf

Fotoğraf

Fotoğraf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder